Sanılanın aksine üç yüz insan kalabalığına sahip değil kafamın içi.

O kadar az bi' kalabalığa sahiptir ki; 

Her bir düşünceme ait bir arka bahçe vardır

Her bahçede ise cızırtılarıyla ünlü salıncaklar vardır.

Özgürlüğün sanatçısından bir tutam özgürlük satın alıyorum

Ve düşüncelerim hissedince özgür, daha rahat yazıyorum ben. 

Her birine tek tek vakit ayırıp onlara türlü ayrıcalıklar sağlıyorum.

Ayrıca 

Kelimelerimin her biri ayrı uç noktada ikamet etmekte olup

Her birini mutlu etmek için yanı başlarına 

Gece manzaralı bir alan da çiziyorum hayallerimle.

Bazen bir araya gelip ortak bir manzarayı izliyorlar,

Ve cümle oluyorlar. 

Bazen ise her biri ayrı ayrı farklı bir anlam katıyor yazdıklarıma. 


Hayallerimi asla mahrum bırakmıyorum duygularımdan 

Yaşantılardan kolye yapıp duygularımın boynuna asıyorum. 

Duygularıma ise kulaç attırıyorum ortak yaşantıların bir bir kaybolduğu uzak denizlerde.


Sonra üçe bölünüyorum ben 

Birinci parçam, kelimelerimi ceplerine doldurup uzaklaşıyor,

Özenle oluşturduğum ütopik evrenimden.

İkinci parçam, düşüncelerimi sığ sularda, kendi elleriyle boğuyor.

Üçüncü parçam ise duygularımı prangalara vurup yıpranmalarını izliyor.

Ve ben işte, 

Böyle yazamıyorum.