Bu sabah araladığım göz kapaklarımın arasındaki gözlerim turuncu bir gökyüzüyle karşılaştı. Ne büyük minnet duydum bu renge. Zamanla hareketini yukarıya doğru veren bu güneşin bir zamanlar dipten gelmesi umut vericiydi. Peki aynı gün içerisinde dibe çökmesi de minnet verici mi? Doğadan aldığım bu ilham aynı anda hem umut hem de umutsuzluğu derinlerimdeki duygularımın kapısını kırdı. Kırılmış bu kapı bir barajı önlese de bomboş kalamadım. Her sabah rengi değişen bu doğumun tüm duygularım yerine tüm korkularımın kapısını kırmasını isterdim. Şaşkınlık, büyülenmek, minnet duymak, hepsi gitmişti. Peki tüm duygularımın arasında bir tek içeride kalan neden umutsuzluk ve tekrar batarım korkusuydu?