Şehir çocuk değil, martıları çoğaldı anlıyor

Denizi ışıl deniz de anlamı üzücü

Binalar, sokaklar yılgın çöpleri anıyor ki

Kaçamıyor kimse kokusundan

Böyle anlıyorum böyle yüzüme bakanı

Fark ediyorum buraya dün gelmiş

Şaşırıyorum buraya dün gelmiş gibi

Olmayanı hep vardan çok alıyorum

Ve bunun bir kokusu var

Yırtın şiirin burasını


Ama yanılmayı sevdiğim şeyler de var, sana gösterebilirim


Ben de kentliyim ve hevesime kinliyim

Tabi, olumsuz yargıya benziyorum

Kurulmuşum da kaçılmış sonra hemen

Anlamımdan korkulmuş kadar

Sanki, gibi şeylere dönüyorum

Dağınık ve suçlu bir oda gibi

Bozuk sürü şeyden ibaret

Masumluğum suçlu hissettiriyor

Niye buradayım sorusuna dönüşüyorum

Sorularımı seviyorken

Ulaşılabilir yavanlığı unutmak istiyorum


Ama hatırlamayı sevdiğim şeyler de var, sana gösterebilirim


Burada bir sonuca benziyor ellerim

Güzele layık görünmüyorum

Anlamaya yiten güç, zeki ve çevik

İsterse kötüleşebilir şeyler gizliyorum

Tercihen kötülerden, komik, ben onlardan güçlü müyüm

Çocukça söylenmiyorum

Ezberlenmiş, hafızadan sevgi

Heves ettiğimce merak edilmiyorum

Yazlar parlak soyunuyor

Karanlığa alınıp üstüme giyiniyorum


Ama inandığım aydınlıklar da var, sana gösterebilirim


Şimdi rahatça diyebiliyorum ki günlere

Yabancısı olduğumdan bezdim ve biliyordum

Kalmıştım, yorgundum, hikayem buydu

Rengini satmamıştım hiçbir şeyin ve

Bölüşülende payım hiçti hep

Övgüye meraksız, yola telaşsız

Ellerim orada kalmıştı nereye gidiyordum


Ama kalmayı sevdiğim yerler de var sana gösterebilirim


Annem saçlarıma üzülüyor

Annemin saçlarına üzülüyorum

Yalnız aynalar sırtıma dürüst

Ben ömrüme evli değilim

Uzağın elindeyim, yeşil buğuyla

İspatımı sınadım, ağaçtı, kuştu, yokuştu

Sarıldım ne ki çivilendim boşluğa

Yoklukta ne varsa oturdum onu sevdim

Kendimsiz gezmelerde kendimi

Öğrendim ama hiç merak etmedim


Ama bir çiçek sulanırken gülümsüyor bana, istersen gösterebilirim.