Kimseyle konuşacak önemli konularım yok.

Bütün önemli konuları akşam yatağıma uzanırken kendimle konuşup, haklılığımı da haksızlığımı da orda yaşayıp bitiriyorum.


Hangi konuyu konuşacağımı bilememekten çok hangi konuyu nerde konuşacağımı artık tam olarak çözemiyorum.

Bu acemliligim hep benimle beraber gelecek.

Akışa ayak uyduramıyorum. Daha doğrusu ayak uydurmak diye bir istek var mı emin değilim.


Yalnızca gülmenin herhangi bir soruyu yönlendirmeyi engellediğini düşündüğüm için çokça gülüyorum.


Tabi bu gülmek eylemine uydurmaya çalıştığım bir kılıf,zamanla kılıf değiştirdiğim,yani sıklıkla gülmenin sebeplerinin farklılaştığı zamanlar olmuştur. En anlamlısı bu oldu.


Artık konuşmamayı sevdiğim kadar sevmiyorum iyi misin sorusunu.

Ve her an bir yerde birisi iyi misin diyecek korkusuyla gülüyorum.


Çünkü

İyi misin?


Çok zor bir soru.

Çok farklı cevapları var bu sorunun.


İyim aslında ama akışa eşlik eden çok fazla acılarım var. Gün içinde anlamsız olduğunu düşündüğüm onlarca insanla karşılaştım. İçimin savaştığı o kıvrımlı,katman katman duyguların arasında çoğu zaman düşüncelerimin sesini bile duymadığım gerçeği ile beraber ,katlanmak zorunda kaldım egolarna esir olmuş mahluklara. Aslında iyim ama kötü olsam bile iyi misin dediğin de kötü desem umursamayacak o kızı sevmeye devam ediyorum her konunun sonunu kendisinin ne kadar hırpalanmış olduğuna bağlayan. İyim aslında sadece çok fazla denk geliyorum nasılsın sorusunu kendi ahvalini anlatmak için soran insanlara. Sonunda bir .de ben neler yaşadım diyecekler her zaman.

İyim aslında.

Gün içinde kendisine hoşgeldiniz beyfendi ya da hanımefendi diyeceğim ve kendisinden insanlığına dair herhangi bir tepkime alamayacağım müşteriler ile denk geleceğim. Saniyeler içinde binlerce milyonlarca düşünce ile beraber para üstünü yanlış verdiğim müşterinin sen iyi misin yanlış verdin parayı demesine karşılık kafamın içindekileri dökememenın yüzümde toplanan kızarıklığı ile bir sonra ki müşteriye aslında iyi olduğumu anlatan bir surat ifadesi ile karşılamamı gerektiren içsel bir mecburiyetin zorluğu var üzerimde.


İyim ama biliyorum ki bu telefonu hatrımı sormak için çaldıran çok az insan olacak.

Ailemin, aile olmanın bir şeyler istemek olduğunu düşündükleri bilgisi ile meşgulüm


. İnanın iyim akşam gidince hepsini kendime anlatıyorum her şeyi. İnsanı sadece kendisi anlar bilgisine sahip olmanın kimsesizligini yaşıyorum ama iyim.

Sadece yorgunum biraz.