İnsanlar gördüm,
hırs kaplı kollar, bacaklar, gövdeler...
Kelimeler tükenmişti onlar için,
nefes almak burnundan solumaktı.
Bu yönlerini hep gizlerimizde sakladık,
ses etmedik,
iyicil kuşlar bir ayrılık türküsü tutturmasın diye.
Sessizliğimizde boğulduk,
ayrılık türkülerini devraldık,
zehir içtik, kızılcık şerbeti dedik.
Bir baş ağrısı sancısıyla güm güm ötmeden
savaş meydanında koşan birisi...
Ayan beyan ortada kaldık.
Ismarlama bir buyruğu
bir kenarda bıraktık
sahici yakarışlara kulak vermek için.
Şairin sözleri düğümlendi
boğazlarımızda,
göz çukurlarımıza çamurlar doldu:
"Her şeyi
düzeltmeye
kalkışmanın
yok ettiği!"
Tutku Silahtar
2022-06-15T10:18:03+03:00Kaleminize sağlık. 👏👏