Sanki sadakatimi ölçmek için,

Uzun zaman sonra yine karşımda

Hançer gibi keskin silahınla

Işıldıyordu simsiyah gözlerin. 


O hançerden bin tane saplasan dahi sesim çıkmaz.

Yüzüne aşikar olan ben,

Kabristanım orasıdır bilirim.

Nur parçası teninde istemez kefen!


Ne yol bilirim ne de bir iz,

Divane bir seyyah gibi

Kaybolurum gülüşünde. 

Ararım içimdeki ne olduğu bilinmeyen bu kutlu gizi. 


Titrek bakışlarla ilişir

Şairane gözlerim simsiyah gözlerine. 

Her zerrene yazar bir şiir,

Kifayetsiz kalır mutena sözcüklerim.