Hükmünün sürdüğü bataklığa selâm ederim

Eğer beni duysanız üzgünüm demek.

Ankara'da kış vakti, doğa soyunmakta

Yapraklar fora bakıyor, kanarya ıskarta.

Karşı bankta kimse yok, 

Sabah beri benim gibi gür dirhem dikilir

Tak, tuk, tak- zikriyle

Sırtımda ses duymak muhayyer tekmil.

Yetişkin bileklerine uzanan patiska örtüsü 

Bir güzeli, yeniden işitmem için ayak diretir

Bu, nereden baksan dâr-ül fenâ'dan, 

Sürat refikiyle dâr-ül yâr'a hicret vaktidir

Her meselenin aktığı yön, su yolu gibi

Mesafede selâm alır, selâm verir

Nihayet yatakların en kıymetlisi bileklerin

Bileklerin haritada, 

Bize vadedilmiş vatan bildirir.

Sigaramın kül meyline caiz deniyor

Kül olmak için yanıp tutuşmak üzeredir

Birkaç milyon kez çağırmıştır beni ellerin

Ellerin ve işittiğimle mahdut kadife sesin

Dikkatli baktığımda koşuyor ben, sen, sesin.

Şeyler koşuyor, şeyler koşuyor.

Yok olmak için, -oysa- var denmek için.