dün gece seni uyuttum. biraz başını okşadım, aşk ve dostluğun hiç kesişmediği iki boyutlu eksenlerde geçen bir masal okudum. bitiremeden uyuyakaldın. büyüyünce üç boyutlu eksenlerin adamı olacağın belliydi. belki de böylesi daha iyiydi, çünkü ben yazılmadan yakılanların ve var olmadan yok olanların kızı olacaktım. olamayışın nedenini olanda değil olmayanda bulacak, bana uğramayan aşkların hiç meydana gelmeyen ihtimallerde sıkışıp kaldığına inanacaktım.


dün gece seni uyuttum. dün gece henüz dünya yaratılmamıştı. dün gece yaradan bizdik, önce dünyayı yarattık, sonra sen dostluğu yarattın ben aşkı. günahı ve sevabı yarattık. dünya kuraktı, dünyamız ıssızdı, yeşersin diye sadakati yarattık, sonra şiiri. ben korkuyu yarattım, peşinden ihaneti. önce dost olduk, sonra aşık; önce ihanet ettik sonra korktuk. korktuk ve kaçmayı yarattık. önce sevap işledik sonra günah, arınmak için suyu yarattık. aşk ve dostluk suya döküldü, kıyamete dek kimsenin ayıramayacağı kadar -bizim bile- karıştılar birbirlerine. 


ikimizin küçük dünyasına ızdırap hakim olmuştu, oysa onu biz yaratmamıştık bile; aşk doğurmuştu. ızdırabın sonu yoktu, şiir yetmedi, aşk yetmedi. tüm sulardan elem ve özlem akıyordu.


durduk. sana baktım. kalıp sana bakmak olana denk dünya, sana baktım. sonra arayışı var ettim, heyecanı ve yolu. kavgayı ve mücadeleyi yarattım, şiiri ve kaçmayı yanıma aldım. kıyamete kadar bana yetecek her şeyim tamam olunca, ikimiz iki fani olmadan evvel, tanrı'yı yarattım.


dün gece seni uyuttum, uyandığımızda biz her şey ve hiçbir şey olarak yeniden doğacaktık. ben doğduğum andan itibaren sana aşık olacaktım, annemin kucağında seni ağlayacaktım. başka diyarlarda çocuk olacaktık, ben yine de mum boyalarımı en çok seninle paylaşacaktım. başka diyarlarda ağlayacaktık, ben yine de en çok sana gülecektim. her yağmurda sen yağacaktın ve her doğan güneş seni ışıyacaktı.


ben arayacaktım, yola çıkacak ve heyecanlanacaktım. kaçacak ve şiir yazacaktım. mücadele edip tarafsız kavgalara tutuşacaktım.


en sonunda büyüyüp olmazlar çıkmazında karşılaşacaktık, sen bastığımız toprağın, soluduğumuz havanın ve aşkın tanrısının ikimiz olduğundan habersiz öylece geçip gidecektin. ben yaratılan her şeyin senin için, sana rağmen ve senden bir parça olduğunu bilecek, dünyada var olan tüm aşkları sana duyacaktım.


dün gece seni uyuttum. uyuttum, sonra sana baktım. kainat sana bakmak olana dek sana baktım.