Savrulup duruyoruz, oysa rüzgâr dışarda.

Cereyanda kalan ruhlarız,

Bir adım ilerde veya bir adım geride,

Yer mi yok?

Oysa rüzgâr dışarda

İçimize yağdırdığımız karlar,

Kalbimize düşen aklar.

Durun daha ölmedim ben

Nereden çıktı bu toprak?


Devrilip duruyoruz, oysa kökümüz dışarda.

Yaşlı ağaçlara dönen suretlerimiz,

Geçen yılki fırtınadan kurtulamayan dalımızda kalıyor aklımız.

Fikri hürmüş, ah dillenemeyen içimizde saklımız!


“Nefes nefeseyiz, oysa tek bir ağaç daha kalmadı sanki dünyada

Çocukluğumuzun ücrasında peşimize doldurduğumuz elmalar,

Sanki o elma ağaçlarından daha büyüğüm

Yaz da gelmiyor sanki bana,

Dallarımda çocuklarla kargaların kavgaları

Elmalarımı alın da dallarım bana kalsın,

Dalsız kalırsam sen de elmasız kalırsın

Çocuk, karga hey size diyorum.


Uzun burunlu bir çocuk karga

Veya kara saçlı bir karga çocuk

Suretlerinize isim vermeyin

Zira bunu paylaşacak olanlarsınız

Kim olursanız olun, yolunuz buradan geçiyorsa

Elmalarımın talibi sizlersiniz.

Önce yere düşenleri alınız, sonra dilerseniz dallarımda salınınız.”