ıssız ve küçük

tenha barlarla dolu

ara ve arka bir sokaktı

bir bira ısmarladım kendime


dudaklarımda bir buruk tebessüm 

dudaklarını düşündüm

çehrende süzülmüş terleri

senden bana kalanları


bir çift kara göz

nasıl vurmuştu beni

tam da on ikiden 

bunu sorguladım gecenin boyu

yamuk eski bir bar taburesinin üstünde


senden bana kalmış

hafif paslı eski bir anahtar

bir iki fotoğraf

sonsuza dek gülümseyeceğimiz tek karedir


en anlamsız şarkı bile 

seninle parçalar beni şimdi

batarken her zerresi

ve uyurken sen


tanrılar ninniler fısıldar bize

çünkü ne de olsa

sen yoksun

ve ben de sarhoşum üstelik 


gün doğuyor yavaş ve usulca

ben batırmıştım onu en son

şimdi sen doğuruyorsun

bak gördün mü


ister et inkar

ister et itaat

sen bir

ben bir parçasıyız


aynı tanrının,

tek çocuğuyuz

bak gördün mü

serçelerimizde aynı iptendir kader