I

Uygarlıkların beşiği Mardin:

bedenini kaleler üzerine inşa edip cezbeder herkesi

namı, şanı ve ismiyle tarihte yeri belli

tarihin sıfır noktasında hala küt küt atar kalbi

milletlere ev sahipliği yapandır o kültür şehri.


O dillerin ve dinlerin özgürlük abidesi

inanç iklimiyle esenlik verip kuşatır herkesi

Misafirperverliğiyle sevgi ve saygısı her daim baki

dantel dantel dizilmiş taşlarında saklıdır mistikliği.


Yöresel desenli göğe bakma duraklı dam evleri,

ezan sesiyle karışır bir de çan sesi

bir barış simgesidir onun adı güzel şehir Mardin

tüm dünyaya da örnek olsun bu birliğin sesi.


Bir dünya şehridir Mardin;

Mezopotamya ovasındaki görkemli heybetliğiyle

bir kandil gibi duruyorken engin gök kubbede

gecesi gerdanlık gündüzü seyranlıktır,

taşları dize, dizeleri ise şiirden bir sevdadır.


II

Medeniyetin beşiği Mardin:

O taşın ve inancın şiiri,

kadim tarihin yegane şahidi

sokakları açık bir sergi,

kokusu ise her daim felsefi.


Damda oturma vakti;

yastıklara sırtını ver,

göğü de gözlerine indir.

O sırada ateşteki kaçak çay alırken demini

bir dengbéj kulaklarında yankılansın.


Etik değerde fikirler antik;

hışş teninden başka giysisi olmayan

kadim tarihe odak noktanı ver:

Görsün cümle alem bak;

varoluşun nabzında atan şarabıyla

nasıl dolduruluyor,

kadim bir hiçlik...