Sarı ışığının dinginliğinde soluk benizli bir kadın

Yerden yükselen acımasız bakışlara rağmen

Tutunuyor benekli bir kelebeğin renkli ahengine

Kelebeğin her kanat çırpınışında sandalyeden bir toz tanesi düşüyor

Beton zeminin karanlık yüzüne, kadın karanlıktan kaçıyor

Kelebeğin kanadı olup camın güneş alan köşesine konacağını umut ediyor

Solgun yüzündeki kahverengi leke onu kelebeğe yaklaştırıyor

Kelebek ile kadının varoluşları birbirine yaslanıyor

Tutunmaya çalışırken hayata

Kadın kelebeği kendisinden daha güçlü görüyor

Gözyaşları yüzünün izlerinde ilerliyor

Kelebek kadının gözyaşlarından güç alıp kanatlarını çırpıyor

Odanın içi yaşamaktan küçülmüş bir heves kokuyor

Kadın bütün heveslerini demet şeklinde papatyalara asıyor

Papatyalar dünü beklemekten yılmış

Kadının yüzü aynada asılı kalmış, güldüğü bir ana sıkışıp

Odanın içindeki küçük sinekler bu anı yıkmak için aynanın üzerinde geziniyor

Kadın bir daha gülmüyor

Kelebek kadın olup aynanın yüzeyinde bir günlük hayatına bakarken son kez kanat çırpıyor