Önümde duran ağzı açık karton bardaktaki kahvenin köpüğüne

Bakıyorum hipnotize olmuşçasına ve daha dakikalarca, saatlerce de bakabilirim

İçine alıyor beni, içine çekiyor tıpkı bir girdap ya da bataklık gibi

Son birkaç ay hatta belki birkaç yıl içinde oradan buradan, zar zor duyumsayabildiğim huzur hissiyatını bana bir anlık bakış çerçevesinde hemen hissettiriveriyor, şaşırıyorum

Şaşırıyorum bir kahve köpüğünün üzerimdeki sakinleştirici etkisine ve derinliğine

Derinlemesine uyandırdığı bendeki hislere, bana düşündürdüklerinin derinliğine

Şaşırıyorum

Yüzeyindeki obruğu andıran deliklerin içinde kayboluyorum, onlardan birini seçip onun içine tüm bedenimle girdiğimi hayal ediyorum

Bütünleşiyorum

Bir kahve köpüğüyle bütünleşiyorum zihnimde

İç içe geçiyorum

Kendimi kahve köpüğü rengine boyuyorum tepeden tırnağa

Kahve gibi kokuyorum hatta tadımın dahi kahve gibi olduğunu sanıyorum bir an için

Köpürüyorum

Zihnimde

Sanırım deliriyorum

Ya da her neyse…

İçiyorum, büyük büyük yudumlar alıyorum kahvemden sabırsızca ve de doyumsuzca

Zira köpüğünü seyre dalacağım diye ağzını açık bırakmaktan soğudu kahvem

Dışarıda oturuyorum, hava soğuk

Kış kapıda ya da çoktan geldi, bilmiyorum

Sanıyorum ki artık onu saptayabilecek kadar dahi düşünce ve algılayış becerilerime güvenemiyorum, onların köreldiğine dair bir inanış içerisinde olduğumu gözlemliyorum

Bir inanış; ya hakikat ya da yalnızca sanrı

Bilmiyorum, çok da derinlemesine düşünmeyi tercih etmiyorum

Onun yerine kendimi kahve köpüğünün derinliklerine ve içimde kendiliğinden oluşturduğu derinliklere bırakmayı seçiyorum, bırakıyorum

Bırakıyorum diğer her şeyi düşünmeyi ve hatta belki hissetmeyi

Bir anlığına bırakıyorum

Tüm bedenimi, ruhumu, zihnimi kahve köpüğünün yüzeyindeki obruklardan seçtiğim birinin içine bırakıyorum, onun içinden geçiyorum

Onunla iç içe geçiyorum, bütünleşiyorum, bütünleşiyoruz

Kahve köpüğü ile ben…

Ve sonra köpük kayboluyor

Salt kahve kalıyor, köpüğü gidiyor

İçiyorum, doyumsuzca yudumlar alıyorum art arda

Soğuk, soğumuş tamamen

Tamamen soğuk soğuk içiyorum, hava da soğuk

Oh!

Seviyorum

Havaların soğumasını, Güneş’in üzerini bulutların örtmesini

Bu havalarda dışarıda oturmayı saatlerce

Saatlerce üşümeyi ve soğuğun içime işlemesini göze alarak dışarıda oturmayı, yürümeyi, öylece durmayı

Elime sıcak kahvemi alıp üzerindeki köpüğü seyre dalmayı saatlerce

O sırada kahvemin çoktan soğumasını ve bunu asla dert etmemeyi, soğuk soğuk içsem de sıcak kahvenin verdiği hazzın aynısını hissetmeyi

Ve o mütevazı sayılabilecek anın dahi anısını kristalize edecek biçimde şiirler yazmayı

Kelimelerle oynamayı

Çok da düşünmeden sadece oynamayı, belki saçmalamayı

Bunları yaparken havanın soğukluğunun, bulutluluğunun, sonunda kış mevsimiyle hemhâl olmakta olduğumun yeniden farkına vararak çocuk gibi sevinmeyi

Sevinmeyi tıpkı bir çocuk gibi ya da kışı, soğuk ve kapalı havaları seven bir yetişkin gibi sevinmeyi

Bunların tümünü, tamamını

Seviyorum...

Ve yalnızca bir kahve köpüğünün bende uyandırdığı tonlarca şey için kendimi

minnettar hissediyorum...