Kanar, kanar durur ya kalbinin tam ortası aynı bir nehrin havzası gibi sürekli akar. Ama benim kalbim başta susuz bir kalpti ne rengi vardı ne de bedenime verecek bir yudum suyu vardı... Başta iyi geldi kanaması, iyi hissediyor gibiydim... Sonuçta öylece duran kalbim bir şeyler hissetmeye başlamıştı ama çok masumane şeylerdi, geçiştirdi bu kanamayı... Dedi ki hep kanadığında "Neden öyle baktı, neden böyle dedi?" Hep de sorularıma Polyanna'ydım... Hep kanayan yarama kendim merhem sürmek istedim, kanasa bile iyiyim dedim. Zamanla anladı kanamanın iyi olmadığını kalbim... Çok geçti anladığında, çok da gençti oysaki. Kalbin bencilliğini ruh çekti. Kalbin körlüğüne karşı ruh kalbe göz olamadı... En son da ruh yandı yavaşça... Kalp 5 duyu organından mahrumdur... Göremez, seslenemez, dokunamaz... Bu yoksunlukta bile en iyi ben bilirim der kalp, susturur gören, duyan, dokunan, hisseden ruhu...