İnsanı, konuştuklarından ziyade sustukları ile tanır oldum ve bana yutmak, kusmaktan daha değerliymiş gibi geliyor artık. Konuşmayan insan ise kapaktan ibaret bir romanmış havası veriyor dışarıya, okunmaya hak tanımıyor sanki. Vahim... Burada, bu kalabalıkta birçoğunu görüyorum; kimsesiz olanlar, kalabalık olanlar ya da öyle görünenler, kendi gibisini bulabilenler, bulmak isteyenler hatta aramaya tenezzül dahi etmeyenler. Biri de ben...


Benim, birbiri ile çelişen sayfalarıma nakış nakış işlenmiş imla hatalarım var. Bir olay akışını yakalayabilmiş değilim. En çok da devrik cümlelere sahibim. Mesela yakalayamıyorum zamanı, mekanı ve dahasını... Yırttığım sayfalarım haylice fazla, bomboş bıraktıklarım da... Çok hata yaptım, yazarına karşı mahcubum. Tek ümidim, henüz kitabın sonuna gelmemiş olmam. Kalemi elime bugün alıyorum.