Zaman iyi bir konaktır yeri gelince gidiyor

Gün genişliyor ve göğsümde sapmayan bir yara

Dişlerimin gıcırtısından uyuyamadığım geceler olurdu onlar geliyor aklıma

Nasıl sıkıyorsam artık tavanda bir karış delik açılıyor

Başımın altında bir yastık kalıyor ve yıldızları kim tutuyorsa ona dönüyorum

Bütün yağmur suları üstüme düşse de yıkansam diyorum olmuyor

Zihnimin dar geniş düzlüklerinde yabani bir fısıltı

Neredesin diyor bana, hep aynı yerinde mi?

Korkuyorum bir cevap bulsam çatlayacağım

Bir cevap bulsam çatlayacağımdan değil ama ben hep korkarım

Uzun uzadıya anlatmıştım siperden ucu çıkan bir tüfek gibi nasıl titrediğimi

Kurşunların sekmediğini

Cehennemin aralıklı bir perdeden görüldüğünü

Yeri geliyor konuşmuyorum şu Allah'ın üç günü!

Bir yerlere kaçayım diyorum mesela, Tur Dağı ya da Hira

Ama peygamber değilim yalnız kalmaktan korkarım üstelik

Keşke cesaretim olsa, böylece kendimle dövüşebilirim

İyi şeyler de düşünebilirim ama sen zaten hep iyisin

Bak gelmişsin hüznün dağılmış incecik ellerinle bir yerlerden gibisin

Tozunu atmışsın taze rafların elbette güvendesin

Beni sorarsan paket bitmeden uyusam istiyorum

Uyusam da rüyamda bir gülücükle tanışsam

Sesini anımsasam boynuna bakakalsam

Nasıl olsa bir zaman yanında uyumuştum

Kokunu duyamadan aniden vurulmuştum

Sonra güz geçti bir vakit, pencere kapalıydı

Yazdan kalma bir akşam içimi acıtmıştı

Nasıl desem uykudan kalktığımı ve bir şeyler daha!

Söz büyür, gül döner, terk çözülür, denge yeniden kurulur...

Anlamadıysan eğer birkaç dil daha konuşurum yeter ki bak bana

Birilerinin dediği gibi, bu defa kan bana!