Sesi sevdiğine bir türlü ulaşmıyordu. Anlattığı kelimelerin hiçbiri onun kalbine tesir etmiyordu, kelimelerine lanet ediyor, kendini anlatamadığı her sözcükte kendinden nefret ediyordu. O anda bir fikir belirdi aklında, anlatmak için canı yeter miydi? Sözleri fayda etmiyor mürekkebi sönük kalıyorsa ona verdiği değeri canıyla göstermekten iyi bir yol var mıydı? Mürekkep hokkasını bir kenara fırlattı, banyodan aldığı jiletle hiç tereddüt etmeden yaşamını bileklerinden aşağıya akıtmaya başladı. Fazla zamanı olmadığını biliyordu, lakin söyleyecekleri de kısaydı zaten. Kanını mürekkep olarak kullanmaya başladı ve ona, kalbindeki sevdiğine ilk satırları yazmaya başladı. ''Sevgili...''