'İnsan ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli'

Bu alıntı bende birçok duyguyu canlandırdı. Bazen gemiler yakılmalı, evler yıkılmalı, insan üzülmeli ki...
Anlamalı hayatın sadece boşboğaz birkaç insandan ibaret olmadığını...

Bazı aşklar yarım kalmalı, bazı dostluklar bitmeli ki daha iyileri daha niceleri karşımıza çıkabilmeli...

Kabul, insanın evinin yanması insanda derin yaralar bırakabilir, hele bir de o ev içindekilerle yanmışsa...

Ancak yaşamın gayesi de bu değil mi, tıpkı birer Anka kuşu gibi yeniden var etmeliyiz kendimizi, yaktılarsa bizi yaktıkları yerden yeniden açmalıyız tıpkı karlar içinden açmaya çalışan kardelenler gibi. Öyle bir var olmalıyız ki tekrardan değil bir kıvılcım koca bir yangın bile bizleri yeniden yakmamalı..

NE YAKTIĞIMIZ NE DE YAKILDIĞIMIZ ANLARIN OLMAMASI DİLEĞİYLE...