Bir Emekçi Mücadelesi ''Rosetta''

Öncelikle Rosetta filmi Dardenne Kardeşler tarafından 1999 yılında yapılmıştır. Film, 17 yaşındaki bir kız çocuğunun alkolik bir anneyle beraber karavan evlerde yaşamasını, daha sonra iş bulma ve bulduğu işten çıkarılmama mücadelesini "çocuk işçi" teması üzerinden ele almıştır. Dardenne Kardeşler'in sinemasına bakıldığında göze çarpan en temel meselelerden biri; emekçi sınıfının sistem içerisinde ezilmesi gösterilebilir.


Emek bağlamında filme bakacak olursak; tüm çalışma tarihi boyunca değişmeyen tek şey insan emeğidir. İnsanlar sanat amacıyla heykel yaparken de, bu amaçla fabrikada çalışırken de emek harcamıştır. Rosetta da işini doğru yaparken emek harcamıştır. Aynı şekilde Rosetta haksız yere işten atılmamak için de emek harcamıştır. Peki emek nedir? Belli bir amaca ulaşmak isteyen bir insanın bilinçli olarak gerçekleştirdiği çalışma süreci ve çabasıdır. Rosetta’nın yaptığı sadece çalışmak değil. Çünkü Rosetta’nın derdi aslında para kazanmak da değil. O, bir iş bulup tıpkı diğer insanlar gibi normal bir hayat sürmek istiyor. Fakat içinde yaşadığı toplum ve sistem öylesine dışlamacı ve acımasız davranıyor ki aslında yaşamak için alınan her nefes bile lüks. Hatta ve hatta ölebilmek bile. Evet, intihar bile o konumdaki bir birey için lüks. İntihar edecekken tüpün bitmesi, karnını ısıtmak için saç kurutma makinasını kullanması bile tekdüze bir hayatın yoksulluğunu ve monotonluğunu göstermektedir.


Rosetta filminin demografik yapısına baktığımızda genellikle işçi sınıfının çalışma koşulları, çalışmaya yönelik değerler ve emek kavramının ahlaki boyutu ele alınmıştır.


Rosetta özelinde baktığımızda aslında Avrupa’da sosyal haklarını kaybeden, esnek üretimin kıskacında sürekli işten atılma tehlikesiyle yaşayan, çok zor şartlar altında çalışan, tüketemeyen, aç ve yoksul bir sınıf genel durum itibarıyla resmedilmiş ve bu gerçekçi bir şekilde yapılmış. Rosetta’nın aslında yüceltilmiş bir baş karakter olmadığı karakter analizi bağlamında şöyle ele alınabilir. Psikolojik, kişisel ayrıntılara pek girilmiyor, bu sayede Rosetta’nın istisnai ya da sıra dışı bir şahsiyet olmadığını, onun gibi pek çok kişinin de benzer şeyler yaşayabileceğini ve yaşadığını anlıyoruz.

Filmdeki diğer önemli konu ise bir kapitalizm gerçeği olduğudur fakat bu gerçek farklı ele alınıyor. Yabancılaşma, aynılaşma, insani ilişkilerin kurulamaması, sevgisizlik, hayatın monotonlaşması gibi önemli konular kapitalizmi gölgelemiş gibi duruyor. Öyle ki tüketen, bol paralı orta sınıflar ekseninde değil; tüketemeyen, yoksul, işsiz, emekçi sınıflar merkeze konarak ele alınmış bir kompozisyon filme hakimdir.


Filmde emekçi sınıfların parçalandığını gösteren birçok örnek bulmak mümkün. En basitinden Rosetta’nın arkadaşının yerine geçmek için onu ispiyonlaması bile sendikasızlaşmanın ve emekçi sınıfın bir arada olmadığını, hatta parçalara ayrıldığını gösteriyor.


Bu filmin gösterime girmesinden sonra Belçika hükümeti 'Rosetta Kanunu' denilen ve işçilere daha iyi olanaklar sağlayan bir çalışma kanunu çıkarmıştır. Bu da demek oluyor ki filmlerin reel hayat üzerinde ne kadar karar aldırıcı bir gücü var... O yüzden toplumsal ve sosyal konuların olduğu filmlerin artması son derece önem arz ediyor.


Sonuç olarak; Rosetta filmi dramatik öğelere ihtiyaç duyulmadan, karakterleri olumlu ya da olumsuz göstermek yerine bağımsız gösteren, kesinlikle melodram etkisi yaratacak bir abartıya kaçmadan, en yalın haliyle soyut bir Rosetta görüyoruz. Çünkü Rosetta’yı bu duruma düşüren çarpık düzene öfkeleniyoruz. Çünkü en ufak bir duygu boşalması, katartik bir öğe, imgelem ya da Rosetta’yla biz seyirciler arasında bir bağ kurmaya dayanan Aristocu bir anlayış yok. Tam tersine daha yalın, daha bağımsız bir yabancılaşma örneği gösteren Brecht'ci bir estetik bağ vardır. Bu yüzden sürükleyici bir filmden ziyade, bu filmi izlemek bile gerçekten "emek" gerektiriyor. Bu anlamda filmi izlemek çok önemli çünkü kendimizden ve yakın çevremizden izler göreceğimiz birçok şey var.


(Film, 1999 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazanmıştır.)


Kaynakça:

Vikipedi

Film Günlüğüm (Sezer Baydar)