Eşyanın Gözünden İnsan


Binaların, kıyafetlerin, iş yerlerinin sembolize ettiği ve beynimize yansıyan izdüşümleri bize görev ve sorumluluk yükler. Biz onlara baktığımızda sadece kumaş veya beton görmeyiz, bize karşı fikirleri vardır ve onların bizi oradan nasıl gördüğünü düşünüp kaygılanır ve onlara kendimizi uyarlayarak bu semboller ve göstergeler evreninde doğal olmayan, adaletsiz bir savaş ortamıma bırakırız kendimizi.

Oysa insanın dokunmadığı doğanın, bir denizin, bir dağın bizim için hiçbir düşüncesi yoktur. Biz kendimize karşı düşüncesi olmayan ile kendimizi bir sayarız. Kendimiz ile aynı gördüğümüz şeyler bizi özgür kılar ve bu orman kanunu içinde kendimizi daha da bir kendimiz gibi hissedebiliriz.