"Bir günün daha perdeleri kapandı."

Bir gün daha karanlığa gömüldü ya da büründü. Yarının perdeleri aralanacak mı peki bizler için? Bir kez daha günün doğuşu ve batışına tanıklık edebilecek miyiz? Meçhul, bir ihtimal yalnızca. Peki bir kez dahi günün birinde bizsiz doğup bizsiz batacak olduğunu hatırladık mı güneşin? Yoksa dünya ile aramızda çözülmez bağlar mı kurduk? Yanıtını gizlemek pek bir getiri sağlamayacak, avuntudan başka elbette. Götürdüğü en büyük şey ise "zaman" olacak. Zaman kaybı, koca bir yanılgı, durmak bilmeyen bir oyalanış... Bu bir bilgiçlik değil asla, yalnızca öğrencilik. Var olduğum müddetçe bir adım ötesine gidemeyeceğim bir öğrencilik üstelik. Her yeni günün bir önceki gün ne kadar eksik olduğumu anımsatan şefkat tokatlarıyla yinelenecek bir öğrencilik... Her zaman öğrenecek çok daha fazla şey olduğunun bilincinde olmam gereken bir öğrencilik... Halimdense hiç olmadığım kadar memnunum üstelik çünkü öğrendim ki öğrenmediğim gün karanlıktayım ve bir adım ötesini düşlemediğim an geriler adımlarım. En nihayetinde, öğrenecek çok fazla şey var her gün. Güneşi görme fırsatımız olan her gün, gecenin karanlık örtüsünü, ayı, yıldızları gördüğümüz her gün, dün, bugün... Her zaman bir şeyler öğrenmeli ve devamlı yol almalı. Aksini bir düşünmek istedim de galiba böylesi kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülük olacak, "aksi" halde şartlar bizi bir hayli zorlayacak.