Kuşan, kuşanacak başka neyimiz varsa diz
Yanında değilim, bir pencere içinde
Yırtılıp,
Durgun dediğim o dili kendin çöz
ve sevin
Almıştı yeni bir yaş bizi
yeni bir tozlanma ile göçtük
Dalsızım, bunu nereden edindim bilmem
Kim yazdı yalnız yürüten yolları
Ve gece çatımda biriken kuzgun
geçmişten dönüp yeni yüzlere attırdı elimi
böyle kara, böyle öncesiz
üzül ki demir yüzeylerde ağrıttım şimdiyi
çıplağımla devirdim bozuk bir saat
istemeden
köklerden kırmızıyı buldum
Çoğulun değilim, kimsen olmadım
dizlerimde büyüyen sarmaşık için kesildim
Nasıl ki parelenmek
O kendi manzarasını sahiplenen gözlerin boyunca
dönüştüm
Aynı yere bakıyorduk sözde
Ne az şey, ne çok duruş
Toplasan yarım günlük yolculukta
uykuma hizalanan hayattı,
beni öncelik edinmeyen kim varsa baştan saydım
beklemek beklemek beklemekle mayalanan
suç yoktu bakışımda
Gök ile aramda ne çok şey
ve sevinç ile aramda ben vardım,
istemeden
her dileğin imkansızını
çöplerden hep kısa olanı çekerken
bana tıklatılan bir kapı yeter dedim
bunu aklımla yer değiştiren duman duysun
saklanan ve sarılanmayan resim duysun
eskiyim, unuttum
Seni geri çevirebilirim her an, bunu diz önüne
Devir
Dinlemedim onu
Önümde bir ezgi doğdu, doğruldu
Güneşe meyledip kırptım gözümü bir
Gülümsedim habersizdim suç yoktu bakışımda
Boncuktu siyah
Ne çok şeyle anılırdı yaz
Dedim karanlık her yerim, dinlemedim çünkü
Kalkıp inançsız güne yuvarladım kendimi
denize sevinecektim gidip
Islak kum ve yanık beyaza varıp
sadece benim bilecektim
yok, bu yaşayan bir ağıt şimdi
alıştığım kabuk bu merhemle küs
Mırıldandım, haksızım
İsmimi sıralıyorum da
Değilim ne az şey
Geldiğin değilim, sustuğun olmadım
Kuşandığımı uydurdum bir sabah
Bir sabah aklımda ne varsa söyledim
Karnım bunca yumruktan biçimsiz
Acıdan yoksun yerlere yürüdüm
Bakıp moruma benzeyen birini düşlerden
kirişlerden
sesime uzak demeyecek yerlerden indirdim
doğruldu güç ama nasıl sarsarak
dağıldı küller ama ayırdı etimi de
şahidim, suçsuz değil
ben kesin ki değilim hayatta
bunu kime sorabilirim
Uğuldayıp delilsiz bir yaşam ararken içim
Nerede dinlenebilir feza
Ve karnım taş
Ve karnım kaldırımla bir sıcaklıkta
bana öncelik uzatılan eller
tıklayan bir kapı yeter dedim
Gördün mü
Ben hiç sarı olmadım
Korkum ne ki
Birdenbire açılan kapılar
Ardında beni bulamamak
ve şaşırmayınca buna, üzül
yokluğum ele verir dürterek kendini
hiç gelmemiş gibi parmak ucunda
uyuştum gülümsedim eminim
bildiğim ne varsa o değil yuva
ağrıdı dilim bakmaktan
ben çözümsüz sorular sormadım
Kevser Karakaş
2022-06-23T12:28:17+03:00Bilinmek ve duyulmak ne güzel şeymiş, teşekkür ederim Fatuşum. İyi ki burdasın. 🌿
Fatotes
2022-06-22T21:53:02+03:00Şiirin üstünde ismin olmasa ve başka bir yerde okusam yine senin sesin derdim bunun için, çünkü oturmuş ve özgün üslubunla senden bir iz taşımıyor yazdıkların artık, direkt sen oluyor. İyi ki okudum bu şiiri, iyi ki yazdın...
Kevser Karakaş
2022-06-21T20:20:08+03:00Canım Aslış, umarım hafifleten şiirlerde de buluşuruz. 🍃♡
Aslı
2022-06-20T04:29:11+03:00"bana tıklatılan bir kapı yeter dedim"
Ağır bir eşyayı tutuşturdu elime bu şiir.
Kevser Karakaş
2022-06-17T18:04:13+03:00Poyraz, Ferah, Ayşem, Tutku, Bektaş ve Serhat, çok teşekkür ederim hepinize. Okuyup yorumlamanız çok değerli. ❤️
Serhat Dönmez
2022-06-15T11:32:52+03:00"yok, bu yaşayan bir ağıt şimdi
alıştığım kabuk bu merhemle küs
Mırıldandım, haksızım
İsmimi sıralıyorum da
Değilim ne az şey"... Tebrik ederim.
Bektaş Şenel
2022-06-15T10:24:20+03:00Hem içindeki hem kalemindeki şiirin yansımasına, gelişimine şahit olmak çok güzel sevgili Kevser. İyi ki bizimlesin, iyi ki şiirin hep diri.
Tutku Silahtar
2022-06-15T10:14:15+03:00Geldiğin değilim, sustuğun olmadım
Kuşandığımı uydurdum bir sabah. Çok iyi. 🖤
Ferah
2022-06-15T00:48:31+03:00nasıl güzeldi...