Ağzım açık, büyük bir şaşkınlıkla okuduğum ve bitirdiğim bir kitap oldu. Sonlara doğru bitmesini istemedim ve hatta yavaş yavaş okudum diyebilirim. Yazarın ilk kitabını okudum ve sonradan öğrendiğime göre önce Mülksüzler kitabını okumak gerekiyormuş. Yine de bir eksiklik oluşturacağını düşünmüyorum ben.

Kitaba gelecek olursak; kitap ve düalizmden ve iki farklı cinsiyet algısından tamamen uzak. Kadın ve erkek cinsiyetlerinin ve toplumun bu cinsiyetlere biçtiği rollerden tamamen uzak bir dünyada geçiyor. Herkes hem kadın hem de erkek özelliklerini barındıran bir yapıya sahip ve belli dönemlerde hislerine ve hormonlarına göre kendi cinsiyetlerine karar verebiliyorlar. Öyle ki, bir kişi hem birkaç çocuk doğurup hem de bazı çocukların babası olabiliyor. Annelik ve babalık gibi birçok özellikler yer almıyor kitapta. Ve özellikle kadınlar üzerinden var olan baskı ve şiddet gibi özelliklerin yer almıyor oluşu beni daha bir içine çekti kitabın. Özellikle de düalizmin olmadığı bu dünyada kötülüklerin yer almaması çok iyi düşünülmüş bir şeydi. Çok heyecanlı, macera dolu ve her insanın okurken düşüncelerinde değişikliğe yer vereceği bir kitap. Okuyacaklara şimdiden keyifli vakitler diliyorum!