Nefsim bir karanlık oda ve o karanlık odada geçmişte yaşadıklarımın yargılarına, her an karanlık olduğu için korkulara ve önümü göremediğimden gelecek adına kaygılara sahiptim. Odaya ve o odanın karanlık seslenişlerinin esiriydim. Biraz önümü görecek olsam karanlık kör edercesine gözüme doluyor ve adım attırmıyordu. Bu karanlık oda beni artık rahatsız etmeye başladığı vakit ışığa olan ihtiyacım zuhur etti. Ve ışığı aramaya başladım. Nereye elimi atsam hiçbir ışık kaynağı bulamadım. Ta ki odanın karanlık olmasının sebebinin çamurla kaplı olan penceremden olduğunun idrakına vardım, o andan itibaren çamuru temizlemeyi öğrenmeye ve temizlemeye başladım. Çamuru temizledikçe içeri dolan ışık hüzmeleri yavaş yavaş karanlıkları aydınlatmaya başladı. İçeri dolan ışık az da olsa yargılarım, korkularım, kaygılarımın ve beni bunlara esir eden karanlığı yavaş yavaş aydınlığa kavuşturup, esir olduğum şeylerden kurtulup beni özgürleştirecek olanın ışığını daha çok görmeye ve ona yaklaşmak için çabalamaya başlamama itti, çabam fayda verdikçe oda daha da aydınlanmaya başladı. Şimdi biliyorum ki bu çabaların sonucunda penceremde çamur kalamayacak ve artık tamamıyla önümü görmeye başlayacağım ve ışığın geldiği yöne doğru yola çıkacağım. Ne geri yine karanlık bir odaya dönmeden ne de başka karanlıklara sapmamak üzere, onun ışığını izleyerek, ışığıyla birleşerek ve onun ışığını başka karanlıklara yansıtıp aydınlatarak yolculuğa devam edeceğim...