Aydınlığın karanlıktan sonra, gündüzün geceden sonra, baharın kıştan sonra geleceğini söylerler hep. Tarihte, masallarda ya da mitlerde bu hep böyledir. Bu kadim bilgiye güveniyorum güvenmesine ama böyle anlarda karanlık hiç bitmeyecek, güneş hiç doğmayacak gibi geliyor. Karanlık sonsuzdur çünkü biliyorum. Gece bitse ne çıkar, gündüz karanlık taşımaz mı?
İçimizde, gözlerimizde, aklımızda, kalbimizde bir parça karanlık var her daim.
İşte bundan korkuyorum. Dağların ardında insanların ulaşamadığı diyarlarda bir ceviz ağacının altında hayal ettiğim o dinginliği yaşayabiliyorum, işte diyorum kendime, bu ağaçtan bir farkım yok artık ama dağların ardından çıkıp insanların arasına karıştığımda, doğallığın eriyip kaybolduğu bu sahte dünyada hayatı hırslar, tutkular, savaşlar için yaşayan, gözlerindeki karanlığı çekinmeden gösteren o insanların arasında, bir ağaç gibi kalamamaktan korkuyorum.