Binlerce şeyi aynı anda düşünüp bunları kâğıtlara yazasım geliyor. Sonra da yazdıklarımın üzerini karalama isteği... Normalde karamsar biri olmadığımı biliyorum ama gece ve gündüz ne kadar dengedeyse kendimi bir o kadar karanlığın içinde hissediyorum. Ama alışıyorum işte, gece yataktan kalkıp odadan çıkınca, karanlıkta tuvaletin ışığını bulduğumuz gibi...


Güne güneşin doğuşuyla başlıyoruz.

Güne neşeyle başlamak istiyoruz.

Sonra bir yerlerde yangınlar çıkıyor.

Alevlerin yarattığı parıltının ardından kararıyor ortalık.

Bulutlar kaplıyor üstümüzü, kara bulutlar.

Umut ediyoruz bir şeyleri.

Çünkü yağmur bırakacakları bellidir kara bulutların.

Alıp götürecek karanlığı yağmur ve bıraktığı toprak kokusuyla zehirleyeceğiz kendimizi.

Anlık güzelliğine aldanarak.

Bitmeyecek bir döngüye sürüklendiğimizi görüp

Sinüzoidal dalgalı duygularla yaşamaya devam ediyoruz, edeceğiz, ettik de...