Dünyada 206 adet ülke var. Birleşmiş Milletler bu ülkeleri üyelik durumuna göre 3 kategoriye ayırır: 193 üye ülke (devlet), 2 gözlemci ülke ve 11 diğer devletlerdir. Bu 193 üye (devlet) ülkelerinin içinde 17 Eylül 1991’de üye olmuş Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti vardır. Yani bilinen adıyla Kuzey Kore. 


Kuzeyi Rusya ve Çin, güneyi Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), doğusu Japon Denizi ve batısı Sarı Deniz ile çevrili, başkenti Pyongyang olan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Kore İşçi Partisi tarafından yönetilip resmi ideolojisi Marksist-Leninist ve Juche temellerine dayanan bir sosyalizm devletidir. 


1910-1945 yılları arasında Kore, Japonya yönetimi altındaydı. Çin ve Rusya gibi Kore de Japonya’nın sömürgesi altında idi. Sömürge yönetimi, Korelilere Japonca isimler alma ve Korece’nin yasaklanması gibi benliklerini yitirme mevzularında şiddetli baskı uygulamaktaydı. Tüm bunlar yaşanırken 1919’da 1 Mart Eylemleri olarak bilinen geniş çaplı gösteriler başladı. 2 milyon Korelinin katıldığı eylemde Japon askerleri tarafından binlerce insan öldürüldü. Koreliler bir kez daha 2. Dünya Savaşı’nda Japonlar tarafından askeri amaçlı çalışmada kullanılarak yeniden suistimal edildi. Kore Yarımadası, 1945’te 2. Dünya Savaşı’nın müttefikler tarafından kazanılmasıyla Kore’de Japonya’nın 35 yıllık yönetiminin 1 Numaralı Genel Karar sonucunda sona ermesinin ardından ikiye bölündü. Ve 38. paralelde Kore’nin kuzeyini Sovyetler Birliği, güneyini de Amerika Birleşik Devletleri geçici olarak ele geçirdiler. Soğuk Savaş’ın başlangıcı ile Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki bağımsız birleşik bir Kore’nin kurulması konusundaki müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı. 1948 yılında BM (Birleşmiş Milletler) gözetiminde seçimler yalnızca ABD işgali altındaki güneyde yapıldı. Bunun sonucunda önce güneyde Güney Kore kuruldu. Ardından bunu takiben kuzeyde de Kuzey Kore kuruldu. ABD Güney Kore’yi desteklerken Sovyetler Birliği de Kuzey Kore’yi desteklemekte idi. Ve bu iki hükümet Kore Yarımadası üzerinde egemenlik iddia etti. Ardından kuzey ve güney birleşme kararı aldı. Ancak bu karar başarısızlıkla ve Kore Savaşı ile sonuçlandı. 25 Haziran 1950 yılında Kuzey Kore, Güney Kore’ye savaş açtı. Birleşmiş Milletler, ABD, Kanada, Avustralya, Filipinler Cumhuriyeti ve Türkiye gibi ülkeler Güney Kore’ye destek sağladı ve Kuzey Kore’yi Çin Halk Cumhuriyeti sınırına kadar sürükledi. Kuzey Kore’ye destek veren ülke ise Çin idi. Temmuz 1953’te yaklaşık 3 milyon insanın ölümünün ardından savaş sona erdi. Ve dünyanın en sıkı denetlenen sınırı ile Kore net olarak ikiye ayrıldı. Eski Gerilla lideri ve SSCB askeri olan Kuzey Kore’nin efsanevi lideri Kim II Sung, katı bir yönetime sahip, askeri ve sıkı bir rejimle korunan Kuzey Kore toplumunu yarattı. Kendi halinde olduğunu ileri süren bu toplum aslında ekonomik ve askeri yardımlar için SSCB ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne bel bağladı. GNP (gayri safi milli hasıla)’nin %25’lik kısmını askeri kuvvetlerine harcayan Kuzey Kore, dünyanın en büyük ordularından biri haline geldi. Ancak 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Kuzey Kore en büyük ticaret ve yardım kaynaklarından birini yitirmiş oldu. Bunlara rağmen yine de askeri kuvvetlerine yatırım yapmaktan vazgeçmedi ve ülkesini derin bir ekonomi bataklığına sürüklemiş oldu. 1994 yılında Kuzey Kore’nin ilk lideri olan Kim II Sung’un ölümünden sonra yerine oğlu Kim Jong-İl geçti. Ekonomik çöküş, toprağın verimsizliği, kötü hava şartları derken kıtlık başladı. Ama yine de tüm bunlar yaşanırken hâlâ askeri kuvvetlere yapılan harcamalar üst seviyedeydi. Hemen ardından, 1994 Ekim ayında Kuzey Kore; ABD’den gelecek olan gıda ve yakıt yardımı karşılığında nükleer programını dondurma kararı aldı. 1998 yılında eski muhalif Kim Dae-Jung Güney Kore’nin Başkanı seçildi. Ve 2000 yılında Kuzey Kore lideri Kim Jong-İl ile yeni Kore siyaset ilişkilerini görüştüler. Yani bu savaş zamanlarında dağılan binlerce aileyi tekrar birleştirmek görüştürmek demekti. Bunu da ağustos ayında gerçekleştirdiler. Eylül ayında ise Seul ile Pyongyang arası tren yolu bağlantısının kurulması için anlaşmaya vardılar. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Amerikalı bir delegenin yapmış olduğu açıklama Kuzey Kore’yi inkara itti. Açıklama: 1994 yılı zenginleştirilmiş Uranyum Antlaşması'nı örtülü iki adet nükleer silah programı ile çiğnedikleri idi. Kuzey Kore suçlamaları reddetti ve kısa bir süre içinde Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’ndan çekildi. Kuzey Kore, ABD ile anlaşıp 2008 yılında nükleer reaktörünü kapattı. Ardından ABD’nin verdiği sözleri tutmadığını fark ederek reaktörü tekrar çalıştırdı ve 2009 yılında yeraltında başarılı bir nükleer çalışma yaptığını açıkladı. Nükleer deneyi doğrulayan Rus Savunma Bakanlığı, denemenin 10 ile 20 kilotonluk bir güçte olduğunu ifade etti. Nükleer silah sahibi ülkeler ABD, Rusya, Fransa, Birleşik Krallık, Japonya ve Güney Kore olayın ardından ayağa kalktı. Çünkü artık 20 kilotonluk güçteki bir nükleer silahın ne kadar büyük bir alanı yok ettiğini biliyorlardı. 1945 yılında Nagazaki’ye atılan ve binlerce insanın ölümüne neden olan o bomba 20 kilotonluk bir güçteydi. Ve Kuzey Kore’nin artık sorun olacağını düşünmeye başlamışlardı. 2010 yılında Wikileaks tarafından kamuoyuna açıklanan belgelerde, Çin, Kuzey Kore rejiminin dağılmasını ve Kore Yarımadasının bu saatten sonra Güney Kore’ye bağlanması gerektiğinden yana olduğunu söylemişti. 17 Aralık 2011 tarihinde ülkenin 70 yaşındaki lideri Kim Jong-İl öldüğünde yerine Kore İşçi Partisi lideri Kim Jong-Un geçti. 


Bütün bu yaşananların dışında Kuzey Kore’de hayat bizim bildiğimizden çok farklı süregeliyor. Ülke lideri istediği yasaları koyup insanların onlara uymasını dile getiriyor. Daha doğrusu zorunlu kılıyor. Ülkede insan hakları kısıtlanmasının yaşanmadığını, aksine insanların özgürce oylarını kullandığını ve ihtiyaçlarını rahatça karşılayabildikleri söyleniyor. Kuzey Kore’de internet erişimi oldukça sıkıntılı. Sadece devlet yetkilileri, elit kesim ve bilim adamları interneti kullanabiliyor. “Kwangmyong” isimli korunaklı ve Kore Bilgi İşlem Merkezi tarafından devamlı kontrol edilen bu internet ağında sadece izin verilen sitelere erişim sağlanabiliyor. Ülkedeki televizyon kanalları devlet tarafından kontrol altında. Devlet, halkının izlemesi için sadece kendi kontrol ettiği dört kanaldan yayın yapılmasını onaylıyor. Kuzey Kore’de kullanılan dil Korece’dir. 14 ünsüz, 10 ünlü harften oluşan “hangul” alfabesi kullanılmaktadır. Şu an Korece’de tam 2 adet lehçe bulunmaktadır. Bunlar; Seul ve Pyongyang lehçeleridir. Kuzey Kore ise Pyongyang lehçesini kullanmaktadır. Yalnızca ülkenin kendi aksanı ile konuşmaya izin veriliyor. Eğer biri Güney Kore aksanı ile yani Seul lehçesi ile konuşursa o kişi 15 yıla kadar hapis cezası ve ağır para cezaları ile karşılaşıyor. Aynı zamanda 17 yaşını doldurduktan sonra oy vermekten kaçarlarsa yine cezalandırılıyorlar. İnsanlar istedikleri kıyafeti giyemiyor ve saç modelini kullanamıyorlar. Erkekler için 10, kadınlar için ise 18 adet belirlenmiş saç modeli kullanılabiliyor. Uluslararası telefon görüşmeleri, ülkeden kaçmak, araba kullanmak, din seçmek, yılbaşı kutlamak, evde kutsal kitap barındırmak kesinlikle yasak. Sonu idam ile biten ağır cezalar var. Ülkeye yabancı gazetecinin girmesi yasak. Her çocuk 11 yıl okumak zorunda eğer okumazlarsa orduya gönderilmekten başka çareleri olmuyor. Geceleri belirli bir saatten sonra elektrik yok. Şarkılar devlet kontrolünde. Ülkede ilk kez Slovenyalı metal grubu Laiback, başkent Pyongyang’da konser vermiştir. Bu sayede müzik konusundaki yasaklar biraz daha esnetilmiştir. Tüm dünyada süregelen Covid-19 hastalığı hakkında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tüm ülkelere bildirge gönderdiğinde Kuzey Kore’ye helikopter ile havadan atmak zorunda kaldı. Kuzey Kore lideri halkına “Havadan düşen şeyleri alıp okumayın onlar bakteri ve virüs yayıyor.” dediği için Kuzey Kore halkı büyük bir ihtimalle Covid-19 hakkında ne yazık ki hiçbir bilgiye sahip değil.


Bu denli acı ve baskının altında yaşamak artık alışılagelmiş bir durum olmuş Kuzey Koreliler için. Belki de onların dış dünya hakkında bildikleri daha da acınasıdır. Olur da eğer bir gün Kuzey Kore dünyaya açılmaya karar verirse, bu karar kendi halkı için çok zor olacaktır. Yarı Koreli, yarı Japon yazar Masaji Ishikawa Kuzey Kore’de yaşamakla ilgili şu cümleleri sarf etmiştir: Hayatlarında üzüldükleri kadar mutluluğu da tadan insanlar çok şanslı hissetmeli. Bazıları kaderin ötesine geçemeyen, acı dolu bir hayat yaşar. 

이것은 그들이 우리가 무슨 말을 따를만큼, 자유 국가입니다 

(Söylediklerimize uydukları sürece burası özgür bir ülke.) 



Kaynakça: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuzey_Kore

https://www.cnnturk.com/dunya/kuzey-kore-lideri-kim-jong-unun-yasaklari?page=9