Karga çöplüklerde geceler,
Bülbül bahçelerde.
Karga leşi sever, bülbül gülü.
Karga kulakların düşmanı,
Bülbül ruhların inşirahı.
Bülbülün derdi var.
Karganın ne aşkı var ne de söyleneceği bir yar.
Biri mekân tutar kavakları,
Diğeri en güzel tarlaları.
Biri korkuların değişmez yaratığı,
Diğeri cennette bir mürg-i çemen.
Biri mitoloji kahraman
Diğeri şairlerin gözbebeği.
Biri matemin habercisi.
Diğeri hayatın müjdecisi.
Biri siyahlar içinde kapkara bir bulut,
Diğeri buluttan yağan umut.
Biri aldırmaz sesinin çirkinliğine öter gün boyu
Diğeri coşar sadece gülü gördüğünde.
Aynı teraneyi söyler karga.
Bülbül ise bir gün raksta, bir başka gün hicazda.
Zekâsına diyecek yok amma;
Kurnazdır bizim karga.
Sanat ruhludur bülbül oysa.
Yunus doğru söyler;
Olur mu karga ile bülbül aynı kafeste?
Bir öğüt vardır bu işte,
Kimi karga gibi yaşar izbe mekânlarda.
Kimi bülbül gibi gezinir nurlu saraylarda.
Kimi diliyle kırar kalpleri,
Kimi tamir eder gönülleri.
Kimi bir kütükten farksız,
Kimininse geçmez günü tasasız.
Kimi kaba saba ve dam dum,
Kimi ince ve zarif, yanan bir mum.
Kiminin yanında durmak büyük bir çile.
Kiminin yanında duyulur huzur saatlerce.
Kimi karga gibi kargalarla mesrur;
Kimi de bülbül gibi bülbüllerle sürur.
Münevvere en büyük bela değil mi bir cahilin sohbeti?
Cahile de aynı azap olsa gerek bir bilgenin nefesi.