Kanıksanmış gerçekler derken bu kanıksamaları kanıksamışken sen...


Şimdi biri çıkıp söylesin, o biz olalım, ne çok insan var. Birileri ellerini tutsun birilerinin, herkes ne kadar sevdiği varsa yazsın kağıda. Dolacak mı dolmayacak mı? Ney? Zaman. Hayır hayır başka bir şey. Karmaşa Allahım, çok karışık...


Çocuklara niye sessizlik verilir birini sevince? Sen daha karmaşıksın. Yo sen daha karmakarışıksın. Uçak uçak! Uçak! Evde de vardır ama buraya gelince kıymete bindi. Yo anne, yok uçak yok bizim evde, nerede? Bunların (bizim) niye uçağı var?


Parantezi ters koysam içine ne alır? )biz( Yağmurdan başka her şeyi. Seviyorlar. Kim? İnsanlar. Hangileri, kaçanlar, susanlar, duranlar, bağıranlar, konuşanlar mı? Bir kıstas belirle. Hepsi işte. Hepsi olmaz. Sen dışında kalacaksın Oğuz. Niye? Canım istedi. Şimdi gel. Dediklerimi yap. Sakın bağırma ama bağır, sakın susma ama sus. Hepsini aynı anda nasıl yapabilirim? Yap! Tamam. Susuyorum, konuştum. Konuştun. Kazandım mı? Kazananı yok bunun Sunay. Niye oynadık?.. Oynamadık, oyun değildi. Boyum yetmez. Boyun değil zaten. Boyum değil toz var. Nerede? Her yerde.


Uçurtma alacağım. Sonra bir gemi olacağım üstüne atlayıp... Uçurtmayı kim uçuruyor? Bilmiyorum, bir dur dinle: İşte, olup gemi uçacağım okyanusun dibinde. Dibinde! Yukarısında olsun. Olsun. Uçacaksın sonra birden denize atlayıp uçurtma olacaksın. Sen nereden bildin? Karmaşa Sunay. He, ha, Ho, hi, hı, hü, hu?

-23/10/19