Kartal Tibet filmleri Türk klişesi haline gelmiş bir sözün özeti gibidir. “Güldürürken düşündüren” türden filmlerdir. Komedi ağırlıklı filmler çekmesinin kesinlikle kendi karakterini yansıttığı için olduğunu düşünüyorum. Sanat toplum içindir düşüncesini savunduğuna inanıyorum. Buna inanmamın sebepleri ise filmlerinde yer alan konular, sahneler ve diyaloglardır. Genelde toplumsal sorunlara eğilen, ahlaken yozlaşmış politikacılara ve haksızlıklara başkaldıran basit insanların komik hikâyelerini ele alan filmler yönetmiştir. İnsanların devlet adamlarına karşı gözlerini açması gerektiğini her filminde açık şekilde belirtmekte ve siyasi mesaj ağırlıklı sahnelere korkusuzca yer vermektedir. Halkına gerçekleri hicivli bir biçimde anlatmaktadır. (Zübük, Deli Deli Küpeli, Koltuk Belası.) Sinemada seks furyasının ağırlıklı olduğu dönemlerinde Kartal Tibet’in Türk sinemasına kazandırdığı filmler ve dik duruşu ile gerçekten saygı duyulacak bir kişilik olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Çağlar arasında kurduğu köprü ile kendini her zaman yenilemiş bir yönetmendir. Yeni komedi kalıpları bilim kurgu filmlerine attığı adımlar ile sinema sektöründe her zaman yeniliklere saygı duyan ve o yenilikler ile yeni işler yapmaya çalışan bir yönetmendir. (Hababam Sınıf Merhaba, Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu.) Genellikle Kemal Sunal ile çalışmasından, ikilinin set dışında da iyi anlaştıkları ve aynı düşünce yapılarına sahip olduklarını düşünüyorum. Kemal Sunal’ın saf temiz hali Şaban ile ünlenmesine sebep olsa da 80’li yıllardan sonra ona farklı roller vererek yeni tipler yaratmıştır. (Zübük, Deli Deli Küpeli.) Sinema dışında Türk televizyonlarında da boy gösteren Kartal Tibet, birçok diziye katkıda bulunmuştur. Bunun sebebini ise sinemanın ülkede yavaşlaması ve televizyonun yaygınlaşması ile bağdaştırıyorum.