Yağmurlu bir günün kutsadığı sokak

Ama ikinci sokak

Birinci sokak zenginlerin

İkinci sokak da çoktan düşenlerin

Bir vitrine yaklaşıyorum yağmurdan da sinsi

Bir kasap dükkanı ama hayallerin

Kesilmiş hayallerin ve doğranmış düşlerin

İzin veriyor yanıp sönen sokak lambası

Görmeye başlıyorum camın ardını

O iri, göbekli adamı

Üstü başı kurumuş kan ve dökülmüş yakası

Bir katil duruyor karşımda elinde satırıyla

Paslı ve çalınmış

Duvarlara eski kancalarla etler asılmış

Kafasında canlanıyor yeni kurbanlar

Yeni bir av çok yakında ve belki de yolda

Yorgun omuzları artık güçsüz

Karşı koyamıyor yer çekimine

Tek ayağı kırık taburesine çöküyor

Ve başlıyor cinnetin dansına, dizlerini dövüyor

Başladığı her yeni günü bir hayatı bitirerek tamamlamış

Cinayetlerinin hepsi tek bir saniyede tasarlanmış

Sıradaki ve belki de son cinayeti

O da kesinlikle öyle olmalı

Artık cesareti yaralı

Yollara düşemez ve yeni bir kurban bulamaz

Zaten yollar da altında uzamaz

Şehrin tüm kanını kanayarak içmiş bir kumarbaz

Taburesini yere düşürerek kalkıyor elindeki satırıyla

Yıldırımlar tavanında

Camları kırarak içeriye düşüyor

Yaklaşıyor o iri, göbekli adam

Hüzünlü bir ezgiyle kanlar boşalan masaya

Ellerini kaldırıyor ve avuç içlerine bakıyor

Belki de son cinayetinden önce Tanrı’ya dua ediyor

12 kere tekrarlıyor tekerlemeyi

İlk defa bakar gibi ellerine

Onlarca canı çalmış kanlı ellerin ne yaptığının

Yeni farkına varıyor

Son cinayetim, diye fısıldıyor lanetleyerek

"Son kurbanım tüm günahlarımı ödüyor"

Satırını kaldırıyor ve son defa indiriyor

Sol elini bileğinden kesiyor

Tek bir kurban yetmez kefaretine

Kan dökerek masadan aşağı yuvarlanan eli

Tek başına işlemedi tüm günahı

İki elini de asıp vitrinine

Çıkıp gitmeli ve terk etmeli dükkanı

Fakat bir sorun var

Cinayet işlemek için iki ele ihtiyacı var