Tan vakti görünürdü nikabından gözlerin

Al kana bürünürdü çekirdekten bedenin

Şebnemler sürünürdü ellerinden âh-sude

Yolundan yürünürdü o mahzun halcelerin


Toprağa o iyicil tohumu sen serpersin

Ağaçlarım kurudur suyumu sen dökersin

Bahçemde kumrular kanatlanır âh-sude

Güller bağlar elimi boğumu sen çözersin


Geniş yüreğinde haşr olurdu bir vakitler

Gelemezdim karşına bozuldu o akitler

Gönlün koca bir kubbe gibiydi âh-sude

Hüzün dolu kubbenden korundu tüm sâkitler


Efsunu sen bozmadın hoş kokular taciri

Bilirsin yağmura çok aşıktır dağ inciri

Yuvayı sen ellerinle yapardın âh-sude

Misafir ederdin hep bu garip muhaciri


İçli sesini aheste tamtamlar duyurdu

Bu sağır kâtip aşkına avare olurdu

Gök gibi yalnızlığımı bana sor âh-sude

İçimdeki deli tay koştu koştu yoruldu


Kâtip lanet urbasına tezi yok bürünsün

Ruhunun terakkisine çabucak yürüsün

Masal ülkesinin büyük yıldızı âh-sude

Aydınlat fezayı gökler yeniden çözülsün