Ne acımasızsınız,

aynada gördüğüm

en güzel kadını kırdınız.

İçindeki kız çocuğunu,

Kırmızı kurdelesiyle görmemiş miydiniz?

Al yanaklı gülüşü ne tatlıydı,

Hiç mi bir damlası göz pınarlarınızdan akmadı.

Kelimelerin ne anlama gelebileceğini siz değil,

Yaşadıklarınız söylemedi mi?

Benim dünyada öldüğüm yerler var,

Gözlerimin görmediği anlar,

Ruhumun rüzgara aldanıp

yağmura merhaba dediği akşamlar var.

Bir serçeyi bahar dalında üzmüştü, rüzgar.

Bahar rüzgara küstü,

Rüzgar sonbahara gebe kaldı, o vakit.

Sonra şehirler, meridyenler, paraleller girdi araya,

Hiç denk gelemedik.

Vakit ne bahardı ne de sonu.

Şiiri bir fidandı, vaktinden önce rüzgara soldu.