Suyu kaşlarından daha ahvec kılan

Takvid benim günahım değil,

Başını okşayacaksan bir yılanın,

Dişlerinin arasından çıkan dildeki tebezzüd,

İşte beni sende takılı bırakan,

Biraz lâm ve acz.

Göğün yeryüzüne ikramı!

Kırılmış bir kılıcı kınına sevdiremezsin.

Toprağı göçmüş bir kabre,

Menzilin dışında kalan bir duayı ateşleyip

Gidemezsin.


Gölgesini güneşle cezalandıran ruberah...

Elini vicdanına koyma,

Elin ile vicdanın bir temas esnasında

Karakolluk olabilir.

Elini vicdanına koyma,

Elin kayıtlara geçerken vicdanına zımbalanırsa,

Kaburgamın önünde annem bile duramaz.

Kırılır, dağılır ve sıçrar.

Parçaları iğne oyası,

Parçaları kâj...

Kadraja girmeyen kemikleri birleştiremezsin.

Omzunu şimdi çok dik bir soru işaretine yaslayıp

Sonunda bütün kahramanları ölen bir hikayeyi

Özet geçemezsin.


Kendine durmayı öğretemeyen ürcuha...

Dervişin gömleğindeki üç düğme.

Üzerimden dağ gibi geçen mevc...

Gözün saate takılmasın,

Bir saat başka bir saate zamanı gösterirse,

Bir köle saç uzatır, saç küle düşer.

Kâim olan ben değilim artık.

Rüzgarın başarısız intiharı,

İmtihan edilmiş sâkil.

Tırnağına vacip olan rengin izi kaldı.

Sureti aslının önüne geçmiş olan,

Açtığın yaranın selamını aldın mı?