Hatırla, fabrika önlerindeki nutuklarımızı

Sıkılmış yumruklarımızla yenilmez gibiydik! 

Bak eriyor pazılarımızdaki o gergin öfke,

O kösnül gecelerimizin, seyrelmesinden anla bunu. 

Saçlarımızdaki beyaz isyanlar, şakağımıza kadar dayandı artık!

Günbegün yeni neferlerle artan, 

Kalifiye bir çoğunluğun, acemi isyanı... 

Dağınık ve arası karalarla örülü.

Ne kadar yaşadıysak o kadar ezildi içimiz, 

Diyalektik, kendini durmadan yeniledi. 

Kaç bahar daha görürüz demiştin

Kaç kış daha varsa o kadar bahar

Kaç bozgun varsa o kadar direniş daha! 

Beyaz birlikte -soğuk- kaç kış geçirdik 

Sarılmalar olmasa kâr etmezdi sobalar. 

Zaman sanki durgun bir suda, yaşlı bir sandal... 

Kışın sonu ağaçların çiçeklendiğini gördük,

Baharın içinde, rüyalara daldık, ama bak, 

Bak, bir bahar daha bitti...

Ve bak geçiyor günler.

Bir kaplumbağanın sırtında değil artık zaman! 

Mahmuzlanmış bir çiçek vardı saksında, 

Ona bakarak anla solacağımızı... 

Bir gün.