İlk gündü,

Kar beyazı bir ışık göz pınarlarıma doldu.

Sonra onu gördüm,

Ama sanki dündü.

Son yattığı yerde uzanıyordu.

Yıllardır yeri değişmeyen eşyalara benziyordu.

O beni görmedi.

Görse de hatırlamazdı,

Hafızasının hafzasını çoktan terk etmişti anıları

Anısı mıydım?


Gözlerimi sımsıkı kapadım.

Ellerimle,

Hem ağzımı ve burnumu hem de kulaklarımı kapadım.

Nefesim yetmeyene kadar bekledim.

Sonra tekrar, tekrar ve tekrar.


Karşımda civarın en yüksek dağı

Kapadım yine tüm delikleri

Ne ses ne nefes…

Kirpiklerimin arasından kaçan ışığı kovaladım

Gözlerimi daha sıkı kapadım.

Karşımda cihanın en büyük dağı.


Sonra açtım.

Renkler değişti

Işık kırgın kırgın sığındı yeniden gözlerime.

Renkler aynı değildi

Dağ küçücük kalmıştı.

Dağ kalkmıştı

O gittikten sonra.

Bir daha hiçbir dağ önünde duramadı.

Yok olmak böyle bir şey olmalı dedim.

Dağ dağlığından bir şey kaybetmiyor da

Sen dağı kaybediyorsun.


Dağı en son ne zaman gördü acaba?

Bir daha dağı hiç göremeyecek.

Bir daha hiçbir dağ göremeyecek.


O yittikten sonra

Dağ da bahçe de karanlık ve sessizlik de gitti.

Sonra ben de gideceğim.