karanlıklar içindeydim. hatırla. dipten çıkmak için çırpındığımı hatırla. ışığı bulmaya çalıştığımı. ellerimden tutmasını istediğim ışığı. hatırladın mı? elbette hatırladın. çünkü biliyordun. ışıktın. aydınlıktın. ama bana değildi parlaklığın. hatırladın değil mi? bana yanmadığını, beni görmediğini, beni kör karanlıklarda bıraktığını. ne kadar uzattıysam da ellerimi tutmadığını. hep ittin. sanki bulaşıcı bir hastalık taşıyordu ellerim. öyle tiksindin ki ellerimden. karanlıkta bırakman bile beni bu kadar korkutup üzmemişti. yüreğimi paramparça etmiştin o karanlıkta. ellerimi de. şimdi ne bir yere uzanabiliyorum ne bir dala tutunabiliyorum ne de sevebiliyorum. beni bıraktığın karanlıktayım. ve biliyorum: ışığın bana ulaşamayacağını. oradan oraya sürükleniyorum. ve bekliyorum: karanlığın beni tamamen yutmasını ve siyahla birlikte yok olmayı. istediğin buydu. hatırladın mı?