Daireler çiziyorum, başladığım yere geri dönüp yeniden başlıyorum. Yenilikler için

çabalıyorum ama olsunlar istemiyorum. Bir şeyler için adım atıp o şeyden kaçmak

istiyorum. Olsun ama beni uğraştırmasın. Hayat; bildiğim gibi gelmeyince,

bilmediğim gibi de gelsin istemiyorum. Adım attığım her yol çıkmaz sokak sanki...

İstemsiz ektiğim mutsuzluk tohumlarını hasat edip umut ekiyorum. Bekliyorum... En

iyi bildiğim şey bu, ya da tek yaptığım şey... Bütün bu karmaşada elimden tutan yok.

Issızlığım ruhuma işlemiş. Yaptıklarımdan ve yapacaklarımdan sıkıldım. Ara ara

yaktığım iyimserlik ışıkları aydınlatıyor önümü. Pili bitmiş el feneri gibi vurunca

çalışıyor sadece. Kafama bir şeyler dank edince görüyorum önümü. Galiba

kayboldum. Dünya denen bu labirentte peynirini arayan minik bir deney faresiyim.

Hangi yola sapsam koku başka yerden geliyor sanki... Ya kimsenin umrunda değilim

ya da herkes ne hamle yapacağımı merak ediyor. Ben neden böyle davrandığımı

anlamıyorum. Anlamadığınız şeyler var benimle ilgili ama anlatamıyorum size çünkü

ben de anlamıyorum. Daha önce bu benle hiç karşılaşmamıştım. Doğru şeyi ya da

yanlış şeyi yaptığımdan emin değilim. Bir sıra, bir düzen içinde seyretmesi gereken

şeyler tam ortadan koptu. Sıra bozulunca her şey darmadağın oldu. Silkelenip

kendime gelmeye çalışıyorum her gün. Uzun ve yorucu bir yolculuk bu ya da ben öyle

sanıyorum. Aslında kara görünüyor ama ben demir attığım yere çivilenmiş gibiyim...