Kimi zaman çırılçıplak dolaşıyordu sokaklarda.

Öyle ki o zamanlar bile dikkatini çekmezdi

Yaşayan hiçbir şeyin.

Yalnız ölü kelebekler

ve kurumuş dallar biliyordu varlığını.

O da ondan sebep değildi ya

Ters yöne esen rüzgardandı belki de.

Bir bakıma özgürdü

Tabii görünmemeyi kendi seçmiş olsa.


Giyinip kuşandığı zamanda ise

Bir kedi yapıştı paçalarına.

Sevgiyle tırmaladı ayak bileklerini.

En sevdiği etekte izi vardı şimdi

bir kadim ruhun.

Açık yaralarına hava değdikçe

Tatlı bir haz duyuyor

Bundan fazlasını istiyordu.

Tuzlu soğuk sulara varana dek

Kuruyor geriliyor tekrar kanıyor

Yırtık etek uçları ayağına dolanıyordu.


Bir sahil kenarında

Kızgın kumu bastı yaralarına.

Yavaşça yürüdü kumda.

Cam kesti, taş değdi, arttı yaralar.

“Çoğalt acıyı bitene kadar hazzı!”

Soydu eteğini, üstünü.

Bıraktı kendini denize.

Nasılsa görmeyecekti kimse

Kediler bile...



8 Haziran 2020