Bugün hastanenin önünde İrem'i beklerken bir kedi gördüm. Kırmızı yıldızlı tasmalı, şişko ve pofuduk bir tekirdi. Hastanenin kedisi olduğunu düşündüm. Yanına gidip sakince elimi uzattım. Kafasını seviyordum ki yanımdan bir kadın geçti ve geçerken
"Fazla güvenme, tırmalar." dedi. O böyle dediğinde güven ve sevgi üzerine düşüncelere daldım.
Tırmaladığını duymama rağmen bir süre onu sevdim ve kadının haklı çıkması uzun sürmedi. Önce minik bir tırmık attı elime.
"Belki de onu doğru şekilde sevmeyi bilmiyorum, bu yüzden kızdı." diye düşündüm ve onu ürkütmeden sevmeye çalıştım. Birkaç kez ısırmaya çalıştı, dişlerinden de kaçtım.
"Ben sevgiyim." dedim içimden. O uzaklaşsa bile onu sevmeye devam etmek istiyordum. En sonunda gerçekten canımı yakacak kadar büyük bir tırmık attı sonra da benden uzaklaştı. Daha fazla peşinden koşmamam gerektiğini o zaman anladım.
Kediler, özellikle de huysuz olanlar bana sevgi hakkında çok şey öğretiyor. Bunun üzerine biraz yazmak istiyorum.
.
Kadın bana "dikkat et canını yakabilir." dediğinde bunu umursamadım çünkü onu sevmeyi istiyordum. Yeterince sakin ve sabırlı olursam onun da sevilmekten hoşlanacağını düşündüm. Oysa kedi de benim sevgime karşı sabır gösteriyor gibiydi. Hafifçe canımı yaktığı ilk seferde "Tamam, sevgide acı olabilir." diyerek sabrettim. Onu okşamanın keyfini yaşar gibi bir hâlim vardı. Tekrar acıttı canımı ve bunu yine tolere edebileceğimi düşündüm. Onu sevmek bana mutluluk veriyordu ve içimden bir ses; kedinin bana alışacağını, onu sevmemden mutluluk duyacağını ve hatta beni seveceğini söylüyordu. Öyle olmadı. Sonunda sağ kolumda birkaç tırmık izi ile yanından kaçtım.
Onu sevmekten haz almıştım. Onun beni seveceği umudu da beni orda tutan şeydi. Ona duyduğum güven hiçbir şeye dayanmıyordu. Onu tanımıyordum, sadece onu sevmek istiyordum. Bu yüzden ona güvenmeyi seçmiştim. En sonunda da canım yanmıştı. Onun yanından ayrıldığımda bütün kedilere küsmedim. Kendime kızmadım. Ona da kızmadım. Sadece sevilmek istemiyordu. Ona kim, ne diyebilirdi ki? Ben sadece kedi sevmek istiyordum, o da yumuşak ve güzel bir kediydi. İkimiz de suçlu değildik, ben onu tanımıyordum sadece. O ise kendi dünyasında özel ve güçlü biriydi. Belki sevilmekten hoşlandığı günler de vardı ama bugün değildi. Belki de sevilmekten hiç hoşlanmıyordu. Hatta belki de insanlardan nefret ediyordu. Dediğim gibi ben onu tanımıyordum. Sadece onu sevmek istemiştim.
.
Bu olaydan sonra kedilere, hayvanlara ve sevgiye küsmediysem bunca zamandır insanlara neden öfkeliyim? Acının şiddeti mi beni içime kapatan? Yine de bir insan yüzünden herkese küsmek saçma değil mi?