bozulan eğim

nicedir dilime doladığım ritim

ıslık

zihnim çok dağınık


kırmızı arabadaki kırmızıdan olsun neşemiz


düşünülendeki çarpık imge

bulutlar, yağmur ve denge

ses

kaç kez boğuldu nefes


kırmızı bir at arabasıydı evimiz


gitsem

nicedir görünmeyeni görsem

ama tanrı

geceleri yoklayan bir sanrı


kırmızıya çalan teriyle şeytanımız


neredeyim ben

necidir bu boğazımdaki diken

söz

ruhumda harlanan köz


yol uzadıkça kırmızılaşan kaygımız


bozulan düş

mezardan arafa düşüş

boğucu bir nem

ve herkesin cebinde taşıdığı cehennem


kırmızı demlikten bardağa yürüyen çayımız