Uzun bir aradan sonra bu kitabı tekrar okuma şansına sahip oldum. Ve ilk kez okuyormuşum gibi yine aynı duyguları tattım. Yeri geldi güldüm, hatta kahkaha bile attım, yeri geldi ağladım. Bazen de gözlerimden yaş gelirken gülümsedim. Karmaşık duygulara büründüm. Ve bir kez daha sevgili Gül Sunal'a teşekkürü bir borç bildim, bu kadar mükemmel bir adamı daha yakından tanıma şansı verdiği için...

Herkes gibi ben de bir Kemal Sunal hayranıyım. Onun filmleriyle büyüdüm. Çoğunun repliklerini ezbere bilmeme rağmen hala ilk günkü gibi izlerim hiç sıkılmadan. Bu da gerçek bir sanatçının farkı olsa gerek. Böylesine hayran olduğum adamın hayatını yakından merak ediyordum. Elimde sadece internette dolaşan bilgiler vardı. Sonra bu kitabı gördüm. Gül Sunal'ın, onu herkesten çok daha iyi tanıyan kadının, elinden çıkmıştı bu kitap. Tereddüt ederek aldım bu kitabı çünkü Gül ablanın nasıl bir anlatımı vardı bilmiyordum, yazar bile değildi. Okurken ya sıkılırsam diye düşündüm. Ama ne yalan söyleyeyim, korktuğum gibi olmadı. Sanki yıllardır kitap yazıyormuş gibi bir ustalıkla, incelikle yazmıştı her şeyi. Okuyucuya olayları duygularla harmanlayarak çok güzel bir şekilde aktarmıştı. Hayran kaldım... Sadece hayran kaldığım şey bu değildi.

Kemal Sunal...

Bu kitap sayesinde sana, ailene olan hayranlığım bir kez daha arttı. Seni yakından tanıyanların ne kadar şanslı olduğunu anladım ama sen binlerce tanımadığın insanın hayatına da dokundun. Çok şey öğrettin. Meğer insan beş kuruş parasız kalsa bile bu duruma aldırış etmeden gerçekten de mutlu olabiliyormuş. Kendinden, düşüncelerinden, değerlerinden ödün vermeden de yaşamak mümkünmüş. Meğer kimseyi kırmadan, kırılmadan da düşüncelerini söyleyebilmek varmış. Onca zor zamana, fakirliğe rağmen herkesin yardımına koşan birileri varmış. Kendini hiçbir zaman övmeden iyi işlere imza atan koca yürekli bir adam varmış. Ki bu adam işlerini bahane etmeden çocuklarına da vakit ayırıp onlarla ilgileniyormuş. Yani dolu dolu yaşıyormuş hayatı her şeye, herkese rağmen. Çok seviliyorsun Kemal Sunal. Ve maalesef çok erken gittin.

Şunu unutma ki biz seni yanağımızda gülünce oluşan gamzelerimize gömdük.