Eveeet yine insanlık için küçük ama kendim için güzel, büyük bir adımla karşınızdayım. Fotoğrafta da gördüğünüz üzere bugün tek başıma bir kafeye geldim. Değişik ama güzel bir duygu. İlk başta tereddüt ettim. Tek başıma oraya gidip ne yapacağım, kiminle sohbet edeceğim diye düşündüm. Ama korktuğum gibi olmadı. En güzel sırdaşlarım kalemimle bembeyaz kağıdım benimleydi. Ben de onlarla konuşmaya karar verdim. Etrafı inceledim, gökyüzüne baktım uzun uzun... Epey bir zaman olmuştu bir şeyleri bu kadar dikkatle incelemeyeli. Hayat telaşesi yüzünden durup birkaç dakika bile mola vermiyordum. Hep bir yerlere yetişme hali... Gökyüzünün kızıllığına, yağmur sonrası gelen toprak kokusuna aşık olan ben; bunların tadını çıkartmayı bırakmıştım. Ta ki bugüne, şu ana kadar. Gökyüzü kızıldı, burnuma toprak kokusu geliyordu, önümde en sevdiğim tatlı ve olmazsa olmazım olan kalem ile kağıdım vardı. Galiba istesem bu anı, bu kadar çok sevdiğim şeyleri bir araya getiremezdim. Kafamda bir söz yankılanıyor: Hayat sen plan yaparken başına gelenlerdir. Gerçekten de öyle. Kaç kişiye mesaj attım bir yerlere gidelim diye ama olumlu yanıt alamadım. Ben de bir nevi ekilince bu 'an' da buldum kendimi. Hayatta bir şeyleri akışına bırakın. Bir şeyler olmuyorsa zorlamayın. Sadece o anın tadını çıkartın.

  En son ne zaman yaşadığınızı hissettiniz? Nefes almaktan bahsetmiyorum. Düşünün biraz. "Evet ben varım, yaşıyorum, bunu iliklerime kadar hissediyorum." diye söylediniz mi hiç? Ben şu an söylüyorum bunu çünkü kendim için bir şeyler yapıyorum, enerjimi zamanımı kendime harcıyorum.

   Kendinize vakit ayırın, size iyi gelen ne varsa onu yapın. Sevin... En çok da kendinizi....