Balkonda otururken aklıma kendimle ilgili tonla düşünce doluştu. Ara sıra kendimi de karşıma alarak oturur düşünürüm. Bazen bu dünyaya gelişimi, bazen duygularımı, insanları, geleceğimi, geçmişteki beni düşünürüm. Kendimle kavga ederim çoğu zaman. Her insan öyle yapmaz mı aslında? Bunu basit bir örnekle destekliyorum hemen. Kavgalarda aklımıza gelmeyen şey genelde üstünden zaman geçtikten sonra yeniden hatırladığımızda gelir. Yani insan ara sıra kendini tartmalı diyorum. Şimdi bir düşünelim. Her insan hatasını veya kendisiyle ilgili şeyleri kendine zaman ayırıp düşünseydi ve başkalarına gerek kalmadan kendi yanlışını kendi görebilseydi, dünya bu kadar yanlışla dolup taşar mıydı? Ya da başkalarının yanlışını gördüğümüz hızda kendi yanlışımızı da görebilseydik hala birbirimize her yönden saldırmaya veya başkasından bize gelebilecek olan herhangi bir saldırıya karşı önlem almaya devam eder miydik? Öyle bir zamandayız ki neredeyse birbirimizin nefes alışlarını bile eleştirecek ve ayıplayacak hale geldik. Çoğumuz biri bir hareket yapsa veya bir şey dese de yanlışını bulsak diye resmen pusuya yatıyor. O yüzden tekrar ediyorum; insan ara sıra kendini tartmalı bence. Gün içinde yaptıkları olabilir, hayatındaki insanlar ve onların kendi hayatında ne derece önemli oldukları olabilir, geçmişte yapmış veya söylemiş oldukları da olabilir. Yeter ki insan oturup biraz da kendini düşünmek istesin. Bencil olduğumuz tek konu bu olsun yani başkasının hayatını, kararlarını, yanlışlarını değil ‘kendi’ hayatını düşünsün. Tamam herkes benim gibi balkona otursun da karşıya bakarak düşünsün demiyorum. Deniz karşısı olur, ayna karşısı, kanepe karşısı veya duvara karşı da olur. Ben şimdilik balkondan devam...
Kendi Düşünüşüm veya Dönüşümüm
Yayınlandı