ağırlaşan rüzgarın

saçıma son kez dokunuşuydu bu

biliyordum

parmak uçlarımda ihanetin bedeli varken

kanımı taşıran son damlayı

bir buluta armağan etmeyi dilemiştin

binlerce put devrildi

onbinlerce ayna kırıldı

devleti ve tabiatı reddetmek isterken


yabanıl

ve

düşsüz kalmıştı aşklar

çünkü bir öpüş

yıkımın başlangıcı olmuştu


sen boynunu eğip göğü yere indirdiğinde

çocuklar hep bir ağızdan aynı şarkıyı söylüyordu

çimenlerin meftun hüznünü benimsemişti güneş bile

sen gittiğinde yarım kalmıştı tüm mektuplar

hep rüyalarımda hatırlattı bana

yüreğime saplanan kör çiviler

oysa sen

her şeye rağmen gülümserken

ölümün ne denli rahat hissettireceğini düşündüm



kendi evimi darağacım kıldım