İçim
sanki hiç
rahat, koca bir koltuğa
kendini bırakmamış gibi.
İçim, sanki hiç
güneşle ısınmış aydınlık bir sofaya
açılmamış gibi
tenim, sarı sıcak kumlarda yanmamış
çocukluğumun yalnızca bir tane oyuncak bebeği olmuş
onun da saçlarını sobada yakmış gibi
benim içim, sanki öyle olması gerekirmiş gibi
pekmezli bir Ankara simidi şimdi.
Ben
boşluğun etrafını saran hislerim kadarken
sen beni sormuyorsun
Ama şimdi benim içimde
kuş pislemiş bir balkon var
balkondan önce pencere
pencerenin bordo bir perdesi var.
Karanlık.
Bazen karşı komşumu ziyaret ederim
evime bakmak için.
Bir zamandan sonra evim de bana bakar.