Nasılını bilmeden çaldığım kapılardan eli boş dönmenin utancı var yüzümde...

Kimlerde ne kadar azaldığını, nasıl unutulduğunu bilmenin hüznü var gülüşümde...

Çok zaman oldu kendim ile kalmayalı yolculuklara düşmeyeli,

kendime kümenin tanıdıklığı var içimde...

Küçük sevişmeler, ne bileyim, öyle zamanlara sığdırılmış aşklar

Deniz kenarından toplanmış taşlar

bir de dilek tuttuğum anlar

Onlar tanık yokluğuna...

Herkesten çok tanıdım seni

kimsenin görmediği yanlara sarıldım

Ağladım dokundum ağıran yaşlarına

yoklamazlarken seni

bir ben düştüm peşine

Bir ben başka türlüsü elbet vardıra inandırdım kendimi

herkes kaçarken ben ortalık yere saçılmış, sere serpe bir arzuda

Boynuna sarılıp bekledim.

birçoğu çoktan terk etmişti geldiğimde

dağılmıştı ve toparlanması zaman alır demeden başladım

Bir bir iliklemeye düğmeleri

bu bir sorgu bir tanıklık

kimsesini bulamayacağını bilmenin huzuru biraz da...

Sen daha yeni geçtin yolumdan

ve ben yorgundum varlığımdan

Şimdi kime ne kadarını anlatabilirim

Kusura bakma

Bugün sadece kendime YETEBİLİRİM.