kendimden eklediğim maviliklere,

hiç gitmeyecek beldelere aldığım biletler,

yüreğimden uğurladığım kim varsa eksiklikte,

her durakta inen yolcuların hüznüyle boğuşmak istedim.

her elvedalar acıtır mı insan avında?

renk renk acılar dökülüyor şimdi gözlerimden,

ışıklar ve gözlerinin körlüğü,

dumanları ve kedileriydi oysaki.

sevginin kırıntılarına muhtaç bırakıldım.

direklere tutunurken yazdığım kaçıncı şiir bu şimdi?

yaşlı adamlar ve hüzünleri.

ve yaşanmışlıklarıyla milyon yaşında bir ruh.

ellerinden tuttuğun kim varsa şimdi,

bırak ve tut şimdi direklerinden.

sevgiyi beklemediğin kişiden görünce gelen anlık kalp sıkışmaları,

mart ayını da uğurladıysam gönlümden,

her şeyi atlatırım sözleri ve akşam karanlığında tek başına şiir yazmak.

öylesine bir durgunluk ve ruhlar alemi.

arabaların ışıkları aydınlatır mı dünyamı bir nebze?

trenlerin sesinde papatyaları aradım.

bulamadığımla kaldım yerimde,

yeşillikler içinde yer buldum şimdi,

dünyadan uzak,

nereye ait olduğunu bilmeyen biri.

söyle şimdi nereye gidecek elindekilerle?