Ey büyük kayıplarla adını yazdıran renk
Bulut kadar beyaz, evet, kağıt kadar beyaz
Yoksa bir sokak düşüneceğim hiçbir yere varmayan
Oradan zayıf bilinçlerle doğrulan kendine ve
Doğrulmanın gürültüsü kadar beyaz
Aslında sustukça genişleyen bir ışıltı gibi
Yayılan sahipleniş de
Taşa benzemiyor mu gitgide
Bir uçurum düşlemenin sonuçları var
Birlikte on adım atmanın, gecede yapayalnız dönmenin
Ve bir anahtarı kendi yolunda kaybetmenin
Öyle değil, en zehredici hali ne dünün
Ya bugünü kim sonuna kadar bekleyen
Üstelik bana sorulsa yağmur derim
Onu gizli buluşum gibi sahiplenirken
Buz, evet, buz kadar beyaz oluncaya dek alırken içime onu
Derimde yırtılma ile görünüveriyor ilk kez
Kuytular, rüzgar gülü ve hükmeden bir renk
Bir kez tutulunca saçılmak zorunda kalan ellerim
Kırılıp suya döneceğiz nihayet
Bilinmez kimin en kalın nefreti
Kimin en sabahsız nefreti
Sonsuza dek sürüverecek
O açılan bir kilit gibi çınlayan yüzünden
Gittim ki gitmenin de sahipsiz bir adı yok mu
Bulmak ve işte bununla kahredici bir sızı
İşte kahredici bir anıyla dizz dize
Uzun ve sessiz sırlar etrafından, tuz kadar beyazz
Kederden ellerine bakmak kadar gün boyu
Hep eğik başıyla hatırlanan
Yanında gözle görülen boşluğuyla
burada ağlanır ki bilin, bundan daha beyazı yoktur hayatta
Daha gerçeği yoktur eksik kusurlardan
Sonunda kurtulacak
kurtulacak bir kış nasıl koparsa sıcağın yakasından
Nasıl örterse kollarıyla derin hüznünü
işte öyle yeni bir inanışla
Çabuk bir sokak düşleyeceğim boyanmazsa beyaza hatıran
Bir sokak ki yalnız geçip gitmekle akıllanan
Kil kadar, belki biçimsiz bir çamurdan ayrışan o beyaz
Yüzleşmek derim bana sorulsa uçurum ilk anlamıyla
Yüksek yanılgılara defneden beni
Her gece yavrulayan boşluğundan
Kim sorsun bir yanı çukura bakan camlara
Kim desin sen ancak bu kadar saydamsın
bu kadar
İçinde yeni bir keşif uyandır henüz oyulmadan
En çok neyi kavrıyorsan yokuş çıktığında
İlk neyden vazgeçiyorsan uyanıp
Uyanıp o titreyiş kadar beyaza bulanıyorsan
Bununla tanımlan belki, bununla kilitlen dağıldığında
Çağrışıp arayınca kendini bir yığın elle
Birleşince kumla
Diğer yanın nereye bakıyorsa rüzgarsız
bu kadar
İşte böyle savrulan bir anlamsın
Cemil Er
2023-04-03T11:25:42+03:00Okuduğum şiirlerinize bakınca insan kendinin ne çok sessiz kaldığını anlıyor. O kadar sözcük nasıl yaratılır ya da olduğu gibi nasıl çıkıyor diye düşüncesinden kendimi alıkoyamadım. Derinler, çoklar ama sadeler de. Sanırım bu sizsiniz. Evet, duyguları anlatım tarzınız bu sizin şair kimliğiniz diyebilirim.
Kevser Karakaş
2023-03-21T23:27:48+03:00Ne güzel bir yorum bu, çok teşekkür ederim Özge. 🌿🤍
Özge Topuz
2023-03-21T23:18:57+03:00“Kırılıp suya döneceğiz nihayet”
“Sonunda kurtulacak
kurtulacak bir kış nasıl koparsa sıcağın yakasından”
“İlk neyden vazgeçiyorsan uyanıp”
Sanki hepsi kuvvetli bir nefesle yaşama yeniden dönüş gibi, kalemine sağlık 🤍
Kevser Karakaş
2022-09-23T15:13:30+03:00Ne mutlu, çok teşekkür ederim Beyza. 🤍
Beyza Soukbaş
2022-09-23T12:53:00+03:00"Yayılan sahipleniş de
Taşa benzemiyor mu gitgide" yine aktı gitti Kevser, seni okumak çok keyifli🤍
Kevser Karakaş
2022-09-23T12:16:44+03:00Ceren, Bektaş, Mısra. Varlığınız ve desteğiniz için teşekkür ederim dostlarım. 🌿🤍
Mısra Ergök
2022-09-23T09:14:46+03:00“Gittim ki gitmenin de sahipsiz bir adı yok mu
Bulmak ve işte bununla kahredici bir sızı” Yine çok iyiydi…
Bektaş Şenel
2022-09-23T05:43:22+03:00Bulmak ve işte bununla kahredici bir sızı...
Sızı ve işte bununla kahredici bir buluş...
Aklına sağlık Kevserim. Şiirini biliyorsun.