Sisli gövdemin taştan kalbi,

Raflarda yıllanmış eski bir kitap gibi.

Sanılanın aksine güçlüdür o, bütün bu gizemli karanlıklar altında

Bilinmeyen bir lanetler zincirinin esiridir aslında.

İçindeki cevherden korkanların titreye titreye vurduğu bir mühür,

Pırıltısını gizlemesi, kimselere vermemesi için öldürülmüş bir hür.

Savaş denen hayata bir sitem,

Çarktır o, felekteki suskun matem.

Gel diyen sesin evliyası,

Git diyemeyen dilin yarası,

Anlamsızlıklar ortasındaki son ümitsiz tanımlama,

Betimlemelerin doğuşu ile yaratılmış bir yama.

Suskun göklerin sözcüsü,

Dudakların buruk tebessümü,

Hepsi saklanıyor içimde bir yerlerde,

Makama gerek duymayan bir ezgide.

Bir heykelin hikâyesi de benzer buna,

Yontuldukça daha da yaklaşır anlamına.